lundi 30 novembre 2009

KAÇAK AFFI KONUSUNDA SON DURUM NE ?




Af operasyonunun ilk aşaması 15 gün sonra sona erecek.


Sonuçta kaç kişi kağıtlarını alıp Belçika´da yasal olarak kalabilecek ?
Bu soruya cevap vermek şimdilik imkansız.

Belçika´da kaçak olarak yaşayan ve af kriterleri kapsamına girenlerin (yani prosedürü uzun sürenler, bulundukları yere kalıcı olarak bağlılıklarını kanıtlayanlar ve an az bir yıllık iş akdi sunabilenler) başvuruda bulunmak için 15 gün daha zamanı bulunuyor. 15 Eylül günü başlayan ilk aşama 15 Aralık günü sona erecek.

Flaman ve Frankofon bütün dernekleri bir araya getiren ve kısa adı FAM olan Sığınma ve Göç Forumu platformuna göre kaçaklara kriterler konusunda hâlâ yeterince bilgi verilebilmiş değil. Affa başvuru dosyalarının gerektiği şekilde doldurulması amacıyla yeni bir internet sitesi açıldı : www.lesfamilles.be

FAM ilgili makamların bilgilendirme kampanyası yürütmemesine şaşırdığını belirtiyor. Örneğin geçici oturum sahibi birçok kişi 15 Aralık tarihinde önce daimi oturum için başvurma hakkına sahip olduklarını bilmiyorlar. Yabancılar Ofisine yanlış prosedür yoluyla iletilen başvurular incelemeye alınmıyor ; bunların doğru prosedürden yeniden verilmesi gerekiyor. İşverenlere ve işçilere böyle bir başvuru yapmaları halinde hiçbir tehlike olmadığı konusunda güvence verilmesi gerekiyor.

İşte bu tür gerekçelerle, FAM 15 Aralık tarihine kadar Pazartesi-Cuma günleri arası iki telefon hattını hizmete soktu. Bu numaralar aşağıda verilmiştir.

15 Eylül tarihinde başlayan ilk aşma sonucunda Yabancılar Ofisine binlerce af dosyası e-posta yoluyla ulaşmış durumda. Diğer dosyaların belediyeler aracılığı ile verilmesi gerekiyor. Bazı büyük şehirlerde süre uzatılması gerekebilir.

Çalışma gerekçesiyle af prosedürü zaman alabilir. Ve hatta kısa adı OBFG olan Belçika Frankofon ve Jermanofon Barolar Birliği bu sistemin "işlememesinden" korkuyor. Çünkü bir dizi etap var. Çalışma gerekçesiyle yapılan af başvuru dosyası belediyeye verilecek ve önce belediye ikamet incelemesi yapacak. Daha sonra Yabancılar Ofisi dosyanın eksiği olup olmadığına bakacak. Gerekirse potansiyel işveren (aylarca beklemeye sabrı varsa…) bölge yetkililerine çalışma permisi müracaatında bulunacak. Olur kararı çıkarsa, işçi çalışmaya başlayabilecek. Avukatlar bu sistemin çalışacağından pek emin değiller.

Yani "Ya sabıra" devam…

Bilgi için yeni açılan iki telefon hattı şunlar :
Ciré : 02/629.77.13
Point d´Appui : 04/227.69.51

dimanche 29 novembre 2009

Brüksel Büyükelçisi Murat Ersavcı’dan Bayram mesajı


Kurban Bayramı vesilesi ile bir bayram mesajı yayınlayan Brüksel Büyükelçisi Murat Ersavcı, ´´Belçika halkını oluşturan örnek toplumlardan biri olarak Türk toplumunun gösterildiğini öğrenmekten büyük mutluluk duymaktayım.
Ulaştığınız düzey kuşkusuz sizlerin arasındaki dayanışmanın önemli bir sonucudur.´´ dedi.
Büyükelçi Ersavcı´nın mesajı şu şekilde:

´´Değerli Yurttaşlarımız,
Bayramınızı içten dileklerimle kutluyorum. Bayramın heyecanını sizlerle paylaşmak bana ayrı bir mutluluk veriyor. Bayram günleri sevgi, saygı, dayanışma ve uzlaşma duygularının daha da yoğunluk kazandığı, pekiştiği günlerdir. İşgücü Anlaşması´nın yapıldığı 1964 yılından bu yana canla başla çalıştığınız ve toplumsal hayata katkıda bulunduğuz Belçika´da ulaştığınız noktaya gelebilmek ancak yüksek özveri ile mümkün olabilirdi. Bu özveri ve alın terlerinizle Belçika´nın siyasi ve ekonomik yaşamında rol oynarken ülkemize de değerli katkılarda bulunuyorsunuz.
Gerek Belçikalı siyasetçiler, gerek resmi makamlar ile yaptığımız temaslarda, Belçika halkını oluşturan örnek toplumlardan biri olarak Türk toplumunun gösterildiğini öğrenmekten büyük mutluluk duymaktayım. Ulaştığınız düzey kuşkusuz sizlerin arasındaki dayanışmanın önemli bir sonucudur. Birlik, beraberlik ve uyum içinde yaşadığınız topluma getirdiğiniz artı değerler, Belçika´nın toplumsal, kültürel ve siyasi olanaklarından yararlanmanızı da sağlayacaktır. Temel amacımız, Belçika´daki yurttaşlarımızın huzur, güven ve refah içinde yaşayacağı koşulların sağlanmasına yönelik çalışmalarımızı sürdürmek ve başta eğitim olmak üzere bu ülkedeki olanaklardan en geniş şekilde yararlanmalarına katkıda bulunmaktır.
Burada Türkiye´yi başarıyla temsil eden ve Belçika ile ikili ilişkilerimizin en önemli unsurlarından olan sizlerin, Türkiye´nin her zaman yanınızda olduğuna bir kez daha önemle işaret etmek isterim. Bayramınızı şahsım, eşim ve çalışma arkadaşlarım adına kutluyor, bayram günlerinin sevincini ailelerinizle birlikte sağlık, huzur ve mutluluk içinde yaşamanızı diliyorum.´´

jeudi 26 novembre 2009

AP Genişleme Raporunu Kabul Etti



Avrupa Birliği liderlerinin 10-11 Aralık’ta Brüksel’de yapacakları zirvede masaya yatıracakları başlıklar arasında yer alan genişleme konusu bir kaç gündür Avrupa Parlamentosu’nun da gündemde. İtalyan parlamenter Gabriele Albertini tarafından hazırlanan genişleme stratejisiyle ilgili karar tasarısı Avrupa Parlamentosu’nda yapılan oylamada açık oy farkıyla kabul edildi.

Belge hem aday ülkeleri hem de potansiyel adayları içine alan bir perspektifle hazırlandı. Oldukça genişçe bir paragrafın Türkiye’ye ayrıldığı belgede Ankara’nın performansı hem övülüyor hem de eleştiriliyor. Belgenin ilk halinde yer almayan “aday ülke” ifadesine belgenin son halinde yer verilmesi ve Avrupa Birliği ülkelerine yönelik olarak Türkiye’yle enerji başlığının açılması çağrısı yapılması Ankara’yı oldukça memnun edecek unsurlar. Kürt açılımından, Ermenistan’la ilişkilerde atılan adımlardan ve yargı reformu stratejisinin hazırlanmış olmasından duyulan memnuniyet bu olumlu tabloyu tamamlar nitelikte.

Ancak tablonun her tarafının pembe olduğunu söylemek de pek mümkün değil. Doğan Grubu’na kesilen vergi cezasının benzeri görülmemiş olarak tanımlandığı belgede, özellikle bu cezanın ardından ifade ve basın özgürlüğü alanlarındaki durumdan endişe duyulduğu dile getiriliyor. Dini özgürlükler ve Alevilerle ilgili kısıtlamaların kaldırılması gereği de olumsuz vurgulardan birini oluşturuyor. Hükümetle TBMM’deki partilerin reformlar konusunda diyalog kurup uzlaşmasını talep eden Avrupa Parlamentosu, Ankara’dan İran’la ilişkiler başta olmak üzere dış politikada Avrupa Birliği’yle koordinasyonun artırılmasını istiyor. Türk limanlarının Rum bandıralı gemilere açılmasını öngören Ek Protokol’ün uygulanması da Avrupa Parlamentosu’nun geleneksel hale gelmiş ama önemli vurguları arasında yer alıyor.

Genişleme konusu Avrupa Birliği içinde her ne kadar tartışma yaratan bir niteliğe sahip olsa da aslında bu alanda yaşanan gerginliklerin Türkiye’yle sınırlı olduğunu söylemek pek de yanlış olmasa gerek. Oylama sırasında Avrupa Parlamentosu Genel Kurulu’na izleyici olarak gelen Hırvat heyeti için kopan alkış tufanı ve Başkanlık Divanı’ndan verilen “Hırvatistan’ın Avrupa Birliği’ne mümkün olan en kısa zamanda katılmasını istiyoruz” mesajı da bu durumu net şekilde ortaya koyması açısından dikkat çekiciydi.

Türk papaz ortalığı karıştırdı




Türk asıllı aşırı dinci papaz Samuel Özdemir'in, "Doğan her Müslüman bebek batı dünyasına bombadır", "Hepimiz İslam'ın kurbanı olacağız" sözleri Belçika'da gerginlik yarattı. Özdemir hakkında şiddete teşvikten dava açıldı.

Danimarka'daki karikatür kriziyle tırmanan dinlerarası gerilim, Belçika'da da çok farklı bir şekilde patlak verdi. Türkiye'de doğan ve İstanbul'da uzun süre papazlık görevi yaptıktan sonra, "Bana Türkiye'de baskı yapılıyor" diyerek Belçika'ya sığınan 64 yaşındaki Türk rahip Samuel Özdemir, burada da boş durmadı.

Irkçılıkla Mücadele Merkezi, Türk rahibin toplumda gerilimi artırarak insanları suça ve şiddete teşvik ettiğini, ayrıca dinsel gerilimi artırdığını belirterek dava açtı. Ülkenin en yüksek tirajlı gazetelerinden Le Soir da Charleroi kentinde görülen davaya geniş yer ayırdı.

Vatikan da kınadı

Süryani kökenli olan Samuel Özdemir 6 yaşındayken rüyasında gördüğü bir meleğin "Bastonunu al, insan ve hayvanlara çobanlık yap" sözleri üzerine papaz olmaya karar verdi. 1967 yılında başta İstanbul olmak üzere Türkiye'nin 10 kentinde 8 yıl süreyle papazlık yaptı. Daha sonra kendisine Türkiye'de baskı uygulandığını ileri sürerek Belçika'ya sığındı. Aşırı görüşleri nedeniyle bağlı bulunduğu Tournai Piskoposluğu'ndan atıldıktan sonra 400 bin euro'ya kendi kilisesini yaptırdı. Kendisini kınayan Vatikan'a tavır alarak çevresinde binlerce kişilik müridler topluluğu oluşturdu. "Yeni doğan her Müslüman bebek batı dünyasına bombadır", "Hepimiz İslam'ın kurbanı olacağız" gibi sözleri nedeniyle büyük eleştiriler aldı.

"Bana saldıran herkes ölür" diyen, kanseri tedavi edebildiğini savunan rahip sonunda Belçikalılar'ın sabrını taşırdı. Irkçılıkla Mücadele Otoritesi; nefret, şiddeti teşvik, dinsel ırkçılık suçlamasıyla rahip aleyhinde dava açtı. 23 Mart'ta açıklanacak kararın hapis cezası içermesine kesin gözüyle bakılıyor.

mercredi 18 novembre 2009

Eğitim annede başlar, babanın desteği ile devam eder’’


Göreve başlayalı iki ay olan Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar, Anvers Zuid bölgesinde hizmet veren Mehmet Akif Camii lokalinde vatandaşlarımızla bir araya gelerek, vatandaşlarımızla tanışıp dertlerini dinleri.

Mehmet Akif Camii Derneği tarafından davet edilen Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar ve Muavin Konsolos Nur Alkış, camii cemaatine konsolosluk işlemleri hakkında bilgiler verdi. Yaklaşık 94 bin kişiye hizmet verdiklerini belirten Deniz Çakar, vatandaşların işlerini halledip memnun bir şekilde konsolosluktan ayrılmaları için ellerinden gelen hizmeti en iyi şekilde yapmaya çalıştıklarını, her geçen yıl bir önceki yıla göre daha hızlı bir şekilde hizmet vermeye çalıştıklarını söyledi. Ayrıca son bir yılda hizmete geçen hukuk danışmanlığı ve sosyal danışmanlık hakkında da bilgiler veren Deniz Çakar, vatandaşın konsolosluk işini evinden de halledebilmesi için e-konsolosluk hakkında açıklamalarda bulundu.
Çocukların eğitimi üzerine açıklamalar da yapan Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar, Avrupa´da her bireyin Türkiye´yi temsil ettiğini unutmaması gerektiğini söyledi. Çocukların eğitimi ile velilerin yeterince ilgilenmesi gerektiğini, çocuklara yeterince vakit ayırmanın önemini ve onların Flamancanın yanı sıra anadilleri olan Türkçeyi de iyi öğrenmelerinin sağlanması gerektiğini söyledi. Deniz Çakar, "Eğitim annede baslar, babanın desteği ile devam eder. Çocuklarımızın Avrupa´da söz sahibi olmasını istiyorsak onların eğitimi ile iyi ilgilenmemiz gerekir. Anadili olan Türkçeyi iyi bilemeyen bir çocuk, buranın dili olan Flamancayı da yeterince öğrenemez, konuşamaz. Toplumda sağlam yerlere gelebilmemiz için eğitim şart. Çocuklarımızın eğitimi için gereken hassasiyeti lütfen gösterelim." şeklinde konuştu.

mardi 17 novembre 2009

Yılın en başarılı şirketi Türk



Belçika tarihinde ilk kez yılın en başarılı şirketleri arasında bir Türk şirketinin yer alması vatandaşlarımız tarafından memnuniyetle karşılandı. Onca şirket arasında iki sertifikaya layık görülen Ekvador şirketi sahibi Türabı Göcen, Türk gençlerine iş sahibi olmayı tavsiye etti.

GENT
- Belçika`nın Gent şehrinde ana merkezi olan Ekvador isimli Türk şirketi yılın en başarılı ve çalışkan şirketi seçildi. Flaman kesiminde her yıl geleneksel halde Flaman Bölge Hükümeti bünyesinde, BCC tarafından yılın en başarılı şirketine, çalışmalarından dolayı sertifika takdim ediliyor. Gent şehrinde düzenlenen ödül törenine çok sayıda Türk vatandaşımızın yanısıra Belçikalılar, Flaman Bölge Hükümeti Milletvekili Veli Yüksel, Flaman Bölge Hükümeti Milletvekili ve Senatör Fatma Pehlivan, Gent Büyükşehir Personelden Sorumlu Encümeni Resul Tapmaz ve BCC yöneticileri ile Ekvador şirketi yöneticileri hazır bulundular. BCC adına kışa bir konuşma yapan Peteer, her yıl başarılı çalışmalarının yanısıra, kalite, temiz iş ve işçiler oranında iş kazasına yönelik dikkat ettiğimiz unsurlarda başarı gösteren şirketlere Flaman Bölge Hükümet`in takdim ettiği sertifikayı sunuyoruz dedi. Peteer, Ekvador`da iş kazası çok düşük olmakta, hatta sıfırladı diyebiliriz. İşini iyi ve doğru yapmakta. Elbette bu tür şirketlere sertifika vererek ödüllendirmemiz önemli olmakta dedi. Ekvador`un sahibi Türabı Göcen ise BCC tarafından en başarılı şirket arasında gösterilmemizden dolayı sertifikayı layık görülmek beni ve çalışma mesai arkadaşlarımı, bana yardımcı olan kardeşlerimi çok memnun etti dedi Göcen, Ben 1981 doğumluyum henüz daha gencim. 1992`de babam Ali Göcer 2003`e kadar şirketi 10 işçi ile beraber yürüttü. 2003 yılında eğitimimin ardında babamın şirketine ben aldım ve ben şirketi yürütüyorum. Şu anda 100 tane işçimiz var. İşçilerimin hepsine yakın Türk olmakta. Flaman Bölge Hükümeti`nin 3 yıllık ihalelerine katılarak iş temin ediyoruz. İşimiz ise yer altı gazı, elektrik ve su borularına döşemek öncülükle yaptığımız işler arasında yer almakta. Ayrıca inşaat sektöründe de çalışmaları başlayacağız. Şu anda Kütahya`dan getirdiğimiz seramiği bile burada pazarlıyoruz. Yapılacak daha çok işimiz var. Daha da büyüme yolunda emin adımlarımızla devam ediyoruz. Türk gençlerini de seslenmek istiyorum, kendi işinizi kurun, iş sahibi ve iş veren olur. Çalışmak isteyene ve caba sarf eden Hak Teala yardımcı olur. Beni altın öğütler vererek her zaman destek olan dayım Şahbaz`a teşekkürlerimi bir kez daha sunmaktan gurur duyuyorum. Bugün hem iş çalışmamızda, iş kazaları oranında sayımız çok düşük olması, hiç denilecek kadar. Hem de yaptığımız işin kaliteli, düzgün olması nedeniyle iki ayrı sertifika takdim edilmesi elbette mutlu verici olmakta. Bugün bu mutlu anımda bana yalnız bırakmadığınız için hepinizi sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum dedi.

lundi 16 novembre 2009

Belçika'da Vatandaşlık zorlaştırılıyor


Belçika Federal Hükümeti koalisyon ortakları, Belçika vatandaşlığa geçişe kolaylaştıran yasada değişikliğe gitmesiyle beraber, Belçika tabiiyeti de olan yabancı kökenli vatandaşların Belçika vatandaşlığından çıkışını da kolaylaştıracak. HEUSDEN - ZOLDER - Belçikalı olmanın yasal zorunluluklarını yerine getirmeyen vatandaşlar böylece sade bir mahkeme kararıyla vatandaşlıktan atılacak. İkinci dünya harbinden su ana kadar Fas kökenli bir kişinin Belçika vatandaşlığı iptal edildiği belirtilirken, sırada iki Fas kökenli kişinin de Belçika vatandaşlığı iptali gündemde olmakta. Yıl sonuna kadar yasa tasarısı hazırlayacaklarını belirten Adalet Bakanı Stefaan De Clerck (CD&V), şu anki prosedüre göre bunun mümkün olduğunu ama kuralın fazla uygulanmadığını belirtti. Savcılığın önerisi üzerine Yargıtay kararıyla vatandaşlıktan çıkarılmak mümkün fakat bu olay, İkinci Dünya Savaşından beri sadece bir kez gerçekleşti. Yakında Anvers`te görülecek olan davada ise ikinci vaka yaşanabilir: Hoboken`de ikamet eden ve Fas`ta terör suçundan 10 yıl hapis cezasına çarptırılan Fas asıllı bir Belçikalı, Ocak ayında vatandaşlığını kaybedebilir. De Clerck, vatandaşlıktan atılmanın ağır suçlar veya sahte evrak düzenleme gibi suçlar için isteneceğini vurguladı. Aşırı sağ eğilimli Vlaams Belang (Flaman Çıkarları) Partisi ise koalisyon ortaklarının, Belçika vatandaşlığa geçişe zorlaştıran yasada değişikliğe gidilmesine memnun verici olduğunu belirtmesine karşılık, daha da zorlaştırılması gerekirdi sözlerine yer vermesiyle beraber, aşırı uçta olanların ve uyum sağlamayanların Belçika vatandaşlığı iptal edilmesi gerektiğini biz her zaman savunduk sözlerine yer verdiler

samedi 14 novembre 2009

GENT’E GAZİANTEP ‘TÜRK LEZZETİ’ DAMGASI...


Bu yıl ilan edilen ´´Türkiye Mevsimi´´ nedeniyle çeşitli etkinliklere ev sahipliği yapan Fransa´dan sonra Belçika´da da benzer renkli görüntüler yaşanıyor. Dün resmi açılışı gerçekleştirilen ´´Lezzet Haftası´´ etkinliklerinin onur konuğu Türkiye oldu. Türk ve Osmanlı Mutfağı´ndan lezzetlerin sunulacağı bine yakın programlarla Belçikalıların Türk damak tadı ve mutfak kültürüyle tanışması amaçlanıyor.


Belçika´nın Gent şehrindeki kültür merkezi De Centrale´de start alan ve 10 gün sürecek olan ´´Lezzet Haftası´´nın açılış merasimine ilgi yoğun oldu. Başta Flaman Kültür Bakanı Joke Schauvliege olmak üzere çok sayıda Belçikalı yetkilinin hazır bulunduğu açılış programında Büyükelçi Murat Ersavcı, Brüksel Başkonsolosu Mehmet Poroy ve Anvers Başkonsolosu Deniz Çakar ve çok sayıda seçkin davetli topluluğu iştirak etti.
Flaman Kültür Bakanı Joke Schauvliege yaptığı konuşmada ´´Lezzet Haftası´´ etkiliklerinin artık geleneksel hale geldiğini ve her yıl bir ülkenin yemeklerinin yanında kültürünü de yakından tanımaya çalıştıklarını kaydetti. Bu yılın onur konuğu olarak Türkiye´nin seçildiğini, çünkü Belçika´da önemli oranda Türk nüfusun yaşadığını kaydetti. Özellikle Gaziantep yöresinden misafirlerin olduğunu hatırlatan Belçikalı Bakan, konuşmasının sonunda Türkçe ´´Afiyet olsun´´ demeyi ihmal etmedi. Kısa bir teşekkür konuşması yapan Türkiye´nin Brüksel Büyükelçisi Murat Ersavcı ise toplumların kaynaşmasında yemek kültürün öneminden söz etti.
´´Lezzet Haftası´´nda 10 gün süresince binden fazla etkinliğe imza atılacak ve hepsinde ana tema, Türk ve Flaman Mutfağı´nın bilinmeyen yanlarını tanıtmak olacak. Organizasyon çerçevesinde mahalle şenlikleri, Türk Mutfağı´na özgü yemeklerle alakalı film ve konferanslar, Osmanlı Mutfağı hakkında söyleşiler, sağlıklı yemek gezileri gibi aktiviteler yer alacak. Ayrıca 60´tan fazla belediye başkanı mutfağa bizzat girip özellikle Türk yemekleriyle tanışma fırsatı bulacak.
Okullarda da çeşitli faaliyetlerle Türk Mutfağı tanıtılacak. ´Lezzet Haftası´na Türk sivil toplum kuruluşları da büyük destek veriyor. Örneğin çeşitli kültürel faaliyetleriyle tanınan Kültürler Arası Diyalog Platformu (IDP) da Leuven´de yapılacak kapanış şöleninde 5 bin aşure tatlısı dağıtacak.

Flaman ve Türk aşçıların hünerleri birleşiyor

Flaman Şef Aşçı Felix Alen´e emanet edilen etkinlikte Aşçılar Federasyonu desteğiyle, Serdar Özkan, Mesut Önal, Esat Özata ve Zeki Kara gibi usta isimler de hünerlerini sergileyerek organizasyona destek verecek. Düzenlenen faaliyetler 7´den 77´e herkese hitap ediyor. Türk ve Belçikalı lokantalar, EETiket projesine destek vererek, kapılarını mutfak merakı olan çocuklara açıyor. Okullarda da çeşitli etkinliklerle Türk Mutfağı tanıtılacak.
´Lezzet Haftası´nda ilginç rekor denemeleri

Brüksel´in Schaarbeek´te semt sakinleri Guinness Rekorlar Kitabı´na girmek için, dünyanın en uzun dürümü denemesini yapacak. Dürümün hazırlanışı için Sint-Lukas Sanat Okulu´nun öğrencilerinden destek alınacak. Türklerin yoğun şekilde yaşadığı Genk şehri ise tarihinde hiç görülmeyen uzunlukta bir yemek sofrasının tatlı hazırlığı içerisinde.
Flaman bölgesinin neredeyse her şehrinde bir aktivite bulmak mümkün. 22 Kasım 2009 tarihine kadar sürecek ´Lezzet Haftası´ aktivitelerinin bilgilerine www.weekvandesmaak.be sitesinden ulaşılabilinir.

Lezzet Haftası´nda gerçekleştirilecek bazı aktiviteler

16 Kasım 2009 – En uzun dürüm denemesi yapılacak. Guinness Rekorları.(Schaarbeek, Sint-Lukas-Sanat Okulu)
18 Kasım 2009 – Karagöz ve Hacivat Tiyatrosu sergilenecek. (Molenbeek, De Boekenmolen Kütüphanesi)
21 Kasım 2009 – En uzun yemek sofrası denemesi yapılacak.(Genk, Shopping3)
22 Kasım 2009 – Kapanış etkinlikleri – IDP (Kültürler Arası Diyalog Platformu) de bu şölende, özel standında, 5000 aşure tatlısının yanı sıra Türk kahvesi ve çay ikramında bulunacak. (Leuven, Grote Markt)